Bilgelik, Çoğalan Sevgi Yolu, Huzur ve Mutluluğun Yolu…

“Hayat bir maceradır; devam eden bir macera, bilinmeyene doğru sürekli bir serüvendir. Mantıkla yaşamın ayrıldığı yer burasıdır. Mantık eski olanla kalır. Mantıkta herhangi bir sıçrama olamaz, mantık kuantum sıçramasına doğası gereği izin veremez. Mantık yeni olana asla ulaşamaz, yalnızca eski olanı ortaya koyar. Yeni, bu yüzden yenidir. Çünkü kökleri eski olanın içinde değildir. Tamamen yenidir. Geçmişten destek almaz. Gizemlidir; kestirilemez, açıklanamaz çünkü bütün açıklamalar geçmişten gelir. Ancak; güzelliği, gizemi, haşmeti de buradadır….” diyor; büyük veli OSHO !..

İnsanoğlu 5. Boyut’un ” BİRLİK ” deneyimini yaşamadı geçmişinde. Ve geleneksel insan, mantıklı insan böyle bir şeyi aklıyla irdeleyemez.” Böyle gelmiş böyle gider ” tarzındaki yaşam görüşü asla onu bilemeyecektir. Sadece sezgisel fark edebilenler ve gönüllerinden algılayanlar yeninin, bilinmeyenin farkındadır.

Yeni, yepyeni, hiç deneyimlenmemiş olan yüce ve görkemli olan çok yaklaştı.. Geliyor!..ama mantıklı değil, akılcı değil, geleneksel değil !.

Bu yüzden; yüksek farkındalıklarda belirmiş olan,sezilebilen,hatta enerjisi hissedilir hale gelen bu yepyeni çağ; daha öncesi ve bilinen yanı olmayan bu çağ, aklın alamayacağı ve mantık için imkansız olan yepyeni çağ; dünyada çok azınlık olan yüksek realitelerin farkındalık radarına girmiş olan bu ihtişam; inanılmazdır, akıl dışıdır, delicedir.

Kış başında doğmuş kısacık ömürlü bir böceğin deneyimi için, bahar ve yaz nasıl öngörülemez ise, Bir’lik ve düalitesizlik ile gelen ihtiyaçsızlık çağı bu kadar yakınımızda olsa bile sezgiden nasibi olmayan mantıklı akıl için anlaşılamaz, ulaşılamazdır. Bu yepyeni boyut, gelmekte olduğunu, eskinin yeniye doğru yol aldığını yıllardır apaçık gösterdiyse de; soğuk suyun giderek ısındığını görse bile, daha önce deneyimlememiş bir mantık, onun bir anda artık yere doğru akmayan, göğe doğru yükselen yeni bir boyuta geçeceğini öngöremez. Giderek ısınması mantıklıdır ateşteki suyun ama su olmaktan çıkacağı inanılmazdır.. Yerde, dalda sürünen bir kurtçuğun yedikçe büyümesi mantıklıdır ama kelebeğe dönüşüp sürünmek yerine gökyüzünde uçacağı tahmin edilemez, mantıkla öngörülemez olandır.

Akılcı, mantıklı, geleneksel akıl; süregideni bilir onu benimsemiştir ama “dönüşüm” ona göre değildir.  Sürdürmek ister alıştığını, çileler çekse de.. Babadan kalma olan tehlikesizdir, bıkılsa da.. Eskinin  ”artık bildiği eski olmaktan çıkmış” olduğunu görüyor olsa da, saçma bulur, direnir yeninin haberine !..

Yükselmiş insan, durmadan yükselmeyi bambaşka olanı yaşamayı özler. Ve onun gelmekte olduğuyla, yaklaşmış olmasıyla coşku dolar. Onu çağırır !. Gelenekselci ise bilinmeyenden, bilmediğinden korkarak, çoğunluğun “böyle bir şeyin asla olamayacağı..” fikri ile (sürü güdüsüyle) teselli bularak, yine çoğunluğun fikrinden aldığı cesaretle saldırıp dalga geçecektir dönüşümün farkında olanlarla.

Eskinin tekrarı, kanıksanmış olanın sürdürülmesi cehennemimizdir ! Oysa cennete varmaya bir adım, az bir zaman, birazcık daha sabır ve teslimiyet dönemi kalmış bulunuyor. Yükseğe, güzele, daha mükemmele geçilmeyecek olsaydı onun adı Yaşam Mucizesi olmazdı…O Tanrısal olmazdı… ve yaşanmaya değer olmazdı !..

Sevgiler.

Işık Yazan