Bilgelik, Çoğalan Sevgi Yolu, Huzur ve Mutluluğun Yolu…
Bugün artık pek çok kişi din’le ruhsallığın arasındaki ayrımın farkında. Kendi benliklerinin içinde yatan gerçek derinliği keşfeden insanların sayısı giderek artıyor. İnsanın ne kadar ruhsal olduğunun; neye inandığıyla değil, bilinç durumuyla ilgisi olduğunu anlıyorlar.
Öncelikle insanın temel problemini tanımlarsak, bilinçte bir değişim gereği belirginleşir. “Normal” denilen insan zihni daima tatminsiz, endişeli ve sıkıntılıdır. Çünkü “normal” insan yapı olarak ego yönetimindedir ve bunun bilinçsizliği içindedir. Oysa ego yönetimindeki insan kendinde, kavramlara dökülemeyen Gerçeği taşımaktadır. Ama Gerçek, tarife ve kavrama dökülemediği için onunla “Direk Deneyim” olarak karşılaşmadığı sürece onu anlatımla anlaması mümkün değildir. “Gerçek” ise, sadece yaşanarak fark edilendir.
İnsan neyi biliyor olursa olsun, kendinde, zihin yaşamı içerisinde bir dönüşüm gerçekleştiremez ! Çünkü kendisini egosu olarak hissedip yaşamaktadır. Bilgelik okulları ise, kendini ego sanan insanı dönüştürmek ve içindeki Tanrısallığı fark ettirerek “Gerçek Kimliğini” ele geçirmesini sağlamak yolunda çalışır. İnsanın mutluluğu, kendi varlığını yaşamaya başlaması ve kendini ego’su zannından, asıl kendisini yaşayıp tanıyarak fark etmesiyle mümkündür.
Diğer yandan insanlık içinde bulunduğumuz şu dönemde yaklaşmakta olan bir bilinç ayıklanmasına ve bir seçim yapmaya zorlandığı zamanı yaşamaktadır ki; ya bir üst farkındalığa “geçiş” yapacak, ya da gezegensel tehdidin sonuçlarına maruz kalacaktır.
İnsan bir seçim yapmak zorundadır ! Eski bilinç yapıları evrimleşmediği için artık Dünya bu bilinci taşıyamayacağı bir noktaya gelmiştir. Yani Bilgelik Dönüşümü artık bir mutluluk yolu olmaktan çok bir gerek, bir mecburiyet haline gelmiştir. Radikal bir krizle karşılaştığında bir canlı türü; ya ölür, yada evrimsel bir sıçrama yaparak sınırlarının üzerine çıkar. Varlığını sürdürme olasılığını tehdit eden büyük bir krize karşılık vermek.. işte insanlığın şimdi karşı karşıya olduğu durum budur !..
Çok yakın bir zamana kadar insan bilincinin değişimi bir olasılıktan fazlası değildi ve orada burada birkaç nadir kişi tarafından algılanıyordu. İnsan bilincinin yaygın bir şekilde çiçek açması daha önce gerçekleşmedi. Çünkü şimdiye dek asla zorunlu değildi. Dünya nüfusunun büyük bir bölümü, şimdi insanlığın bu çok önemli seçimi yapmak zorunda olduğunu görebiliyor, ya da görecek:
Evrim geçir, ya da yok ol !
Yeni bilinç’in merkezinde; düşüncenin ötesine geçebilme, kendi benliğinde düşünceden çok daha geniş bir boyutu algılayabilme yeteneği yatıyor. Eski bilinç yapınızdan uzaklaşacak ve kimliğinizi “yanlış kimlik hissedişi” hatasıyla kendiniz olarak algıladığınız, egodan değil; asıl kendiniz olan varlığınızdan yaşayacaksınız.
Sevgilerimle
Işık Yazan
Siz de fikrinizi belirtin